5 Ağustos 2015 Çarşamba

dostlara teşekkür kabilinden...

Şöyle otuzuna gelmeden sağlam birkaç dostun oldu oldu, olmadı geçmiş olsun! Artık işyerinde -mesleğinin hamuruna göre- muhabbetlerin klişe döngüsünde günü tırmalar durursun. Mevsimine göre hava durumu tespitleri, meslekle ilgili kronik şikayetler, akşama ve haftasonuna dair planlar, istiklal marşı ve kapanış.

Ama yolun başında nasıl olduğunu anlayamayıp da sırf kanın kaynadığı için “bir de baktım laf lafı açmış” dediğin insanlarla devam ediyorsan hayata, kaderin en büyük bonuslarından birini kapmışsın demektir. Öyle bir tabur adamdan da bahsetmiyorum hani. Gerçek dost dediğinin sayısı bir elin parmaklarını geçmez zati.

Eğer çok ağır bir ergenlik geçirmediysen –ki biz 90’lar kuşağı olarak ergenliği sosyal medya tarafından değil ailesi tarafında yönetilen bir nesil olduğumuz için o konuda pek sıkıntı çekmedik- liseden bir iki, üniversiteden illaki, daha da ballıysan iş hayatına atıldığın ilk yıllarda “ekonomik özgürlük” marşıyla uygun adım yürüdüğün o birkaç kişi, işte o kadar.

Ülkemize nerden geldiği belli olmayan “ilk öpücük” hatıra sepeti ile ilgili onca yazıp çizerken  ilk sigarayı içtiğin, cebindeki son parayı paylaştığın yeri gelip ana babana kırıldığında gidip yüreğini açtığın o insanları kimse önemsemez oldu. Bugün sosyal medyada binlerce takipçisi olan, ileti ve fotoğraflarını beğenip onlara yorum atanları dost sanan şu nesili zaten Allah bildiği gibi yapsın.

Lakin söz meclisten dışarı… zira ben dostları ve dostlukları konusunda şanslı biriyim. Belki kader ilerde en yakın arkadaşım olacak olan ablamı elimden çok erken aldığı için bana böyle bir torpil geçmiş de olabilir, orasını bilemeyeceğim.


Lise yıllarının o yarı genç yarı çocuksuluğu, hele  üniversite döneminin o kendimizce asi ruhu, ve nihayet yılların artık durulttuğu şu hayat bana önemli bir şey öğretti: şöyle tak diye telefonu kaldırıp ya da çat diye kapısına varıp ama sevincini paylaştığın ama derdini döktüğün bir dostun yoksa hayatta… 

boşa yaşamışsın boşa…

sevgiyle...

esra

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder